DünyanınEn Güzel Şehirleri Belli Oldu ! Seyahat Ayrıntılar Tem 13 2022 Anne ve baba olma sorumluluğunun geniş kapsamlı bir sorumluluk duygusu ile başladığını belirten Özgenur Taşkın, “Her doğan çocuk apayrı bir dünyadır. Çocuk dünyaya geldikten sonra anne ve babadan aldıklarının yanında kendi kişilik
Çocuklukta Tuvalet eğitiminde bozulmalar, altına kaçırmalar, uyku bozuklukları, huzursuzluk, korkular, okul başarısında düşme, depresif belirtiler, yaşa uygun olmayan davranışlar (abla, anne, baba gibi), aşırı veya açık mastürbasyon olabilir. Yaşına uygun olmayan çeşitli cinsel davranışlar sergileyebilir.
Dünyanınen güzel sözleri, sayfamızda dünyanın en güzel sözleri, dünyanın en güzel sözü nü okuyabilir sosyal ağlarda dünyanın en güzel sözleri ni paylaşabilirisniz. > Deniz, kumsaIdaki kumIarı; zaman, geçmisteki anıIarı; siler. Ama hiç bir şey kaIbimdeki gerçek sevgini SiLEMEZ! > Madem yaşamak güzeI ben niçin ağIıyorum seni sevmek suç ise cezamı çekiyorum.
hemde hastalıkların en sık görüldüğü yaş gruplarını belirlemeye uygun olması nedeniyle tercih edilir. Örneğin fonksiyonel yaşan indeksi-kanser gibi. Normal bireylerde fonksiyonel durum, aile yaşamı ve finansal durum iyilik halinin en iyi göstergeleri olara kabul edilirken, hstalık sonucunda öncelikler değişebilmektedir.
ANNELİK DUYGUSU KADIN PSİKOLOJİSİNDEKİ EN TEMEL DUYGULARDAN BİRİ' annelik ile insanın iyi olmasına yarayacak, insanı mutlu edecek her şeyin bulunabileceğini ifade etti. hem duygu hem de beyinde yazılı bir program uygulaması olduğunu ifade ettiğini kaydeden Meral Akıncı, annelik duygusunun beş duyunun sınırındaki
Dünyanınen büyük kalçasına sahip olmak için uğraşan Natasha Crown, her sabah uyanır uyanmaz ayna karşısına geçiyor ve sanki yeterince
huqxsW. Sadece anne olanlar bunun müthiş bir hediye olduğunu bilirler. Bir kadın çocuk sahibi olduğunda tamamlanmış bir kadının profesyonel kariyer hedefleri ya da cinsiyet eşitliği konusundaki duruşuyla bir ilgisi yoktur. Bunlar tabi ki bu konuların önemsiz olduğunu göstermez. Çünkü gerçekten önemlidir; hatta, biz anneler olarak, hayatımızın her alanında tüm kadınların eşit davranılması için yandan, bir kadının anne olma şansını elde ettiğinde hissettiği kendini gerçekleştirme duygusu, hiçbir şeyle karşılaştırılamaz. Dünyada, yeni bir insana hayat verme hissi kadar güzel bir şey doğanın en prestijli yeteneği, aynı zamanda da bir kadının hayatındaki en olağanüstü ve en yüksek noktasıdır. Kadınlar, içlerinde büyüyen mucizeye tanıklık etme, bunu mümkün kılma ve bu olayın kahramanı olma başarısına olacak her kadının içinde dokuz ay sonra dünyaya gelecek ve hayatın tüm gizemini içinde barındıran bir hücre vardır. Bu 270 gün çocuk bekleyen her çiftin hayatında bir dönüm noktası kadın karnında bir bebek taşırken, onunla birlikte, her değişikliği, gelişimi, acıyı, sevinç sıçramasını ya da her yaşam izini hisseder. Bu anneden, dünyayı değiştirme ve dönüştürme bilincine sahip, zeki ve güzel bir çocuk ortaya bu çocuğu doğuran insan bunu en iyi bilen kişidir, çünkü bu bebek onu zaten çoktan gibi yoğun bir deneyime yaklaşmanın en iyi yolu minnettar olmak olacaktır. Size verilen bu hediyenin değerini bilin ve şükredin. Bu, sizin içinizde, o benzersiz anne sevgisini uyandıracaktır. İşte bu, bir annenin çocuğu için hissettiği, gerekirse tüm dünyayı karşısına almasını sağlayacak o yapmak, bir kadına tamamlanmışlık hissi kazandırır. Eğer bunu yaşamadıysanız bu size saçmalık gibi görünüyor olabilir, ama annelik bir kadının tamamen olgunlaşmasına sebep dünyada var olabilecek en güzel yeteneğe sahiptir. Bir insana can verme ve bunu yaşayabilme deneyimi bir kadının olgunlaşmasını ve yakında doğacak küçük bebeğini korumak için hazır olmasını hediyesiyle birlikte bir kadının hayatına fedakarlık yapmaya hazır olma, savaşmak, yorgunluk, çaba ve neşe gibi kavramlar girer, aynı zamanda ne kadar ironik olsa da huzur ve olumluluk da bu sürece dahil gelişmeyi sağlarAnneliği tadan her kadın, aynı zamanda, yeni bir duyguyla da tanışır. Bu his sürekli olarak damarlarınızda dolaşır. Bu hediye için minnettar olan bir annenin sevgisi hiçbir sınır büyümesiyle birlikte, bu muhteşem annelik hediyesi, hayatın güzelliğini şimdiye kadar hiç olmadığı kadar açık bir şekilde gözlemlemenizi ve takdir etmenizi sağlar. Gün geçtikçe, bu kıvılcım, sizin gelecek için olan umutlarınızı bir annenin çocuğunu gördüğünde yüzünde oluşan gülümsemeden daha samimi bir şey yoktur. Çocuk sahibi olduğunda hissettiği mutluluğu daha önce hiçbir zaman hissetmemiştir ve bu küçük insan ona, her şeyiyle anneliğin ne kadar muhteşem bir hediye olduğunu kadın anne olacağını öğrendiği günden itibaren benzersiz bir yolculuğa çıkar. Varış noktası sadece doğum anı değildir; bu durum bundan çok daha derindir. Hepsinden önemlisi, anne olmak, geleceği tamamen ebeveynlerine bağlı olan bir bebeğe şefkat göstermek bu sayede, her kadın, bu harika hediyenin ciddi bir sorumluluğu da beraberinde getirdiğini anlar. Annelik, çok emek ve fedakarlık gerektirir, tüm bunlar annenin zaten doğal bir şekilde göstermeyi bildiği o sonsuz sevgiyle birlikte gelir.
1 Anne olmak istiyorum? Annelik duygusu ne güzel bir cümle degilmi hepimiz anneyiz cogumuz diğer arkadaşlarada olmalari için tavsiyelerimiz nelerdir l? 2 Annelik duygusu çok güzel birşey çok kutsal iyimi diyorum her zaman Allah'a herkese bu annelik duygusunu tattirsın inşallah boşuna demiyorlar cennet Annelerin ayakları altındadır diye insan anne olunca annesinin kıymetini daha çok anlıyor 3 Allah isteyen herkese nasip etsin inşallah anne olmak olabilmek çok zor annelerimizin kıymetini anne olunca anlıyor insan güzel farklı bı duygu 4 Anne olmak istiyorum? Annelik duygusu ne güzel bir cümle degilmi hepimiz anneyiz cogumuz diğer arkadaşlarada olmalari için tavsiyelerimiz nelerdir l? Çok güzeldir allhim yeniden bizlerede tattrsin 5 Allah dileyen herkese anne baba olmayı nasip etsin 6 Çok zor ama çok güzel bir duygu... Herşeyiyle, buyuyene kadar hatta büyüdükten sonra bile sana muhtaç senin parcandan birisi... Allah'ım evlatlarımıza sağlık sıhhat versin olmayanlara da bu duyguyu tattirsin... 7 o kadar güzel ve zor ki hala onunla ilgilenemedim küvezde yatıyor bi an önce sağlığına kavuşması için dua ediyorum onun için herşeye değer yeterli iyi olsun 8 Anlatılmaz yaşanır, herkese tavsiye ederim 9 Rabim kimsenin kucağını evini boş bırakmasın anne olunca aslında dünyanın en büyük servetine sahip olduğumu anladım Anne olmak istiyorum? Annelik duygusu ne güzel bir cümle degilmi hepimiz anneyiz cogumuz diğer arkadaşlarada olmalari için tavsiyelerimiz nelerdir l? 10 Anlatilmaz yasanir dedikleri duygu varya iste tam olarak o bu duygu hayatinizdaki dönum noktasi oluyor hayata bakiş aciniz degisiyor bir gulusleri bir omure bedel allah her kadina annelik duygusunu yasatsin ins
belki dünyanın en garip ama en içten tek duygusu... Anne olmak! dünyanın sonsuzluğunda kaybolmuş gibi bir şey. ayaklarım bir türlü yere basmıyor. hem de bu kadar yorulurken hala bu duyguyu hissedebiliyor olmak gurur verici. öyle can'dan öyle iç'ten ki kelimelere sığdırmak imkansızlık ötesinde. evet annemi daha iyi anladım, evet hayata çok daha başka bakıyorum, evet dünya başka dönüyor, evet saçım başım genelde dağınık, evet ruj süremiyorum oğluşumu öpmekten evet neredeyse uykumu hiç alamıyorum, evet artık daha ince düşünüyorum, evet asıl aşk'ı yaşıyroum, evet apar topar evden çıkıyorum, evet evimiz hep dağınık, evet dışarıda gezmek çok daha keyifli, evet onunla daha başka şeyler öğreniyorum... evetlerim bitmez minik elleri, minik ayakları dünyam nefesim,kokusu nabzım kokusu vardır teninde. içime çektim bol bol. hala burnumda tüter... Annelik bir bakıma fedakarlık demektir. hayatınızdan bir çok şeyi feda edersiniz. bazen su bile içemezsiniz onun ihtiyaçları önde gelir. bu bile fedakarlık işte. tuvalete gitmek için annemi beklediğim zamanlar bile oldu hiç biri gözüme gelmedi. her biri ayrı ayrı deneyim benim sevmeyi,yaşamayı,hayata bağlanmayı ve en önemlisi bir olmayı öğreniyor. artık başka bir parçanız daha var. onun en iyi şekilde hayata devam edebilmesi için fedakarlığın ötesine geçebiliyoruz. düşünmek... öylesine değil gerçekten varoluşunu bedeninizden bir can ile bağ kopuyor,kucağınıza veriyorlar. dünyanın en büyük tek gizemli mucizesi olsa bağınız kopuyor ama kalp bağı başlıyor . nasıl bir duygu bu! gözlerim dolu dolu oldu yine "nasıl doğuracağım " diye korkarken kucağıma aldım minik kalbimi hatta şöyle söyleyeyim; doğumdan o kadar çok korkuyordum ki bir gün kendimi psikolog odasında buldum. ve hiç unutmuyorum,otobüsle gidemeyeceğim için taksiye tam 50 tl vermiştim .çok zengin değilim ama içimde can taşımanın verdiği sorumluluktan kaynaklanan panik hali demeliyim galiba zeynep hanım bana şu cümleyi kurmuştu"dünyaya bir can gelmesi için Allan seni aracı olarak seçmiş. bu çok kutsal bir görev. en iyi şekilde yerine getirebilmek için elinden geleni yapacaksın" demişti. gözlerim dolmuş hemen hemen her şeye ağlar dönem çok duygusal olup ki benher daim duygusala bağlayan bir kişilik olarak bu dönemi çokdaha yoğun atlatanlardanım. geceleri uyuyamıyordum bir dönem hiç uyumadım diyebilirim. kafama takıyordum nasıl doğuracagım diye hay allah aslında doğum çok biraz değil uzay boşluğu kadar cok gereksiz büyütmüşüm. ve hatta su an mükemmel bir anı olarak hala hatırımda çok güzel duygular bunlar. isteyen herkesin yaşamasını diliyorum şimdilik bu kadar benden kalemimde tekrar buluşmak dileğiyle,sevgi dolu kalplerle gezmeniz dileğiyle
Bugün 8 Mart yani dünya “emekçi” kadınlar günü… Bugün bu yazımı tüm kadınlar adına yazıyorum. Genelde bu başlık hep anne olmak ile bağdaştırılıyor. Bence anne olamamış kadınların da yaşadığı birçok zorluk ve “emek” durumu var. Annelerimiz ise apayrı, onları ayrıca anlatıyor olacağım. Kadın olmak her yaşta bir yolculuk gibi. Bugün bu yazım sadece kadınlar için, biliyorum ki erkek okurlarım da oldukça fazla ve onlar içinde belki biz kadınları biraz daha iyi anlamaları için de yazıyorum. Bir kadın olarak dünya üzerindeki 34. yılım içerisindeyim. Hayatımın çoğunu kadın gibi hissedemeyerek geçirdim, sürekli kendimi bir savaş alanında son kalmış savaşçı gibi hissetmekteyim halen… Sanki bütün arkadaşlarım vurulmuş ve evet geriye kalan son şövalye benim belki de asker benim. Ve evet çok kısa sürede öleceğimi biliyorum ama yine de işte o savaş meydanından asla ve asla çekilmiyorum. Benim “kadın” olamama hikayem işte böyle. Bu histen tüm hayatım boyu ve hala kurtulamadım. Şimdi hep beraber soralım kadın olmak ne demektir? Kadın olmak ne ister neyi gerektirir nasıldır? Nerede başlar nerede biter? Önce sevgili kızlarımıza, kız çocukluk halimize inelim. Bir kere kız çocuğu tek başına sokağa çıkmaz vardır sonra “kendine sahip çıkmak” vardır. Bir kere kendi kendisine yetememek vardır sürekli gözetimde olmak vardır. Eteği hemen kısa kalır namusu ise sokağa çıkmasının bile önüne geçer. Sonra sevgili “kız çocuğu” halimizin bile katlandıkları vardır değil mi annelere yardımcı olmak gerekir, gerekirse küçücük halimizle kardeşlerimize bakmak, hayvanları otlatmak ve hatta evde yemek bile yapmak. Daha öteye gidelim 10 yaşına gelmemişken evlenmek vardır, ama bizler işte kız çocuğu değilizdir, kadın derler halimize… Sonra belki çocukluğu geçirmişizdir bu “dünya” öğretileri ile kendimize sahip çıkmak ve namusumuzu korumak aklımıza bir kere kazınmıştır. Genç oluruz, bir kere biyolojik bir süreç olan göğüslerimizin çıkması ve görülmeye başlaması bile “sorundur” bize ait olan herkese aittir. Herkes bilmek durumundadır ve biz vücudumuzun bir parçasını yine “namus” konusu olduğu için korumak durumunda kalırız… Kızım kendine sahip çık vardır ve yıllarca hangi yaşa gelirsek gelelim “bir erkek” “bir koca” bize sahip çıkana kadar bu böyle devam edecektir değil mi? İşte o güne kadar kız çocuğu olmak kadın olmak o kadar zordur ki “insan” olmak isteriz, kadınlığımızdan kızlığımızdan vücudumuzdan utanırız, istemeyiz, kaçmak isteriz… Kadınlığımızdan, kızlığımızdan vücudumuzdan utanırız, istemeyiz, kaçmak isteriz… Biraz daha büyüyelim işte yirmili yaşlarımızda bir kadın olalım, ilk kez kendi kararlarımızı verebildiğimiz kendi ayaklarımız üzerinde durabildiğimiz… Yine de aile vardır bir kere o küçük yaşlardan beri devam etmekte olan “namus” koruması ve namus süreci yakamızı bırakmaz. Ne yaparsak yapalım namusumuzu korumamız gerekir… Evet, iş hayatına atılırız, kendi ayaklarımızın üzerinde durmak için… Hem de ne ayakta durmak kaya gibi olmamız gerekir. Herhangi bir erkeğe göre “daha” ile başlayan cümleler için yarışırız bu kez, daha çalışkan, daha azimli, daha önemli, daha iyi… Kadın olmak bu kez “utanılacak” bir şeyden daha alt seviyeden daha üst seviyeye taşınabilmek için bir erkeğe göre çok ama çok daha fazla emek vermemiz gereken bir “oluş” hali olur… İşte bizler kadınız, son dönemde kadın gibi olmak, kadın olmayan kadınlarla çevrili olmayı çokça duyuyorum. Peki, kadın gibi kadın nasıl olunurdu? Bir kadının o muhteşem sevecenliği, şifacılığı, iyileştirici gücü, gerektiği zaman anneliği, içinde saklı olan yaratım hali, şefkati, güzelliği, kadınlığı nerede kaldı? Bizler küçüklüğümüzden beri “namusumuza sahip çıkmak” kavramından önce geleceğin muhteşem kadınları olarak “kendimizle barışık olmayı” neden bu kadar duyamaz hale geldik? Neden vücudumuzdan bu kadar koptuk, neden bizimle olan bizi biz yapan sevgili kilolarımıza belki de sevecenliğimize sırf daha hızlı kariyer basamaklarını atlamak için “duygusallığımıza” veda ettik? Biz ne zaman gerçekten kadın gibi kadın olmayı unuttuk? Bugün bu yazım tüm emekçi kadınlarımıza, küçük bir kız çocuğu olmuş halimizden ilk gençlik yıllarımızdan, orta halli yaşlarımızdan olgunluğumuza… Kadın olmak her yaşta bir yolculuk gibi. Kadın olmak dünyanın en zor ama en güzel duygusu. Konuşmaktan bile çekindiğimiz her ay biyolojik sürecimizin bize hediyesi olan yumurtlama süreci halimiz bile bir kadın için gerçek bir dönüşüm yenilenme değişim ve işte “var etme” süreci… Bugün bu yazım tüm emekçi kadınlarımıza, küçük bir kız çocuğu olmuş halimizden ilk gençlik yıllarımızdan, orta halli yaşlarımızdan olgunluğumuza… Biz kadınlar en son ne zaman o geride kalan acıtılmış kız çocuğumuzu yeniden kucakladık? Ona korkmamasını, kendi kendisinin o güzelim vücuduna en güzel şekilde sarılmasını ve dünyaya kadın olarak geldiği için ne eksik ne de “fazla” olmadığını sadece ve sadece herkes gibi kendi olmayı ve sonuna kadar gerçekten kendi gibi olmayı hak ettiğini fısıldadık? Onun her yaşında her ne olursa olsun çok ama çok değerli olduğunu ona en son ne zaman hatırlattık? Bir erkeğin bir kocanın bize “namusumuza” sahip çıkmasını beklemeden en son ne zaman kendi kendimizin haklarını hayatımızı yolumuzu savunduk ve işte o savaş meydanlarında en son ne zaman bir zafer kazanmış olduk? Bugün bu yazımı okuyorsanız ve bir kadınsanız bu kelimeyi yeniden ve yeniden düşünmenizi dilerim… Kadın olmak eksik olmak, fazla olmak, karşılaştırma unsuru olmak, namus bekçisi olmak, kendimizden utanmak değildir, sahip olduğumuz özellikler için kendimizi sevmemek ise hiç değildir… Kadın olmak rahmettir, kadın olmak merhamettir, kadın olmak annelik yüceliğinde olmak demektir, kadın olmak bu dünyayı çiçeklerle donatan olmak demektir, kadın olmak dişi olmak demektir, kadın olmak bu dünyada bizlere verilmiş en önemli tecrübedir, satın alamayacağımız devredemeyeceğimiz istesek te unutamayacağımız kadar özel bir deneyimdir… Tüm “kadın” hikayeleri güzeldir çünkü “kadın” olan olmak güzeldir… İlginizi çekebilir İşte bütün mesele bu Hayata kabul verebilmek veya verememek
Dünyanın En Güzel Duygusu Nedir? Dünyanın en güzel duygusu nedir diye sorsalar ne cevap verirdiniz? Tek bir cevabınız mı olurdu yoksa birden çok mu? Ya da birden çok cevap arasından hangisini seçerdiniz? Aşık olmak dünyanın en güzel duygusudur diyenler belkide çoğunlukta olacaktır fakat şöyle bir bakalım bebeklikten yaşlılığa kadar yaşadıklarımıza ve bizlere hissettirdiklerine. Dünyaya merhaba diyen bir bebek anne sütü ile yaşamını sürdürecek ve onun için en önemli olan bu olacaktır. O yaşta olan bir bebek elbette bunu hissedemez ama dünyanın en güzel duygusu yaşam için gereken gıdayı almak olacaktır. Biraz daha büyüdükten sonra anne kucağı vazgeçilmez olacaktır. Başka bir kucaktayken huysuz olan çocuk anne kucağına geldikten sonra kendini güvende hissedecek ve ait olduğu yerde olduğu için de en güzel duyguyu yaşayacak. İstediği bir oyuncağa sahip olduğunda dünyanın en güzel duygusunu yaşayacak ve küçücük hayal dünyasında mutlu olacaktır. Okula ilk başladığında öğrendiği ilk kelimeyi eve geldiğinde heyecanla anne ve babasına söylemesi dünyanın en güzel duygusu olacaktır. Karnesini aldığında ve notlarının iyi olduğunu gördüğünde o karneyi koşarak eve getirmek ve anne babasından ilk karne hediyesini almak dünyanın en güzel mutluluğunu yaşatacaktır. Yine o yaşlarda sınıfta başarılı bir öğrenci olduğunu öğretmeninden duymak dünyanın en güzel duygusunu yaşatacaktır. Çocuk büyür ve ilk bisikletine binişinde yaşadığı mutluluğu en güzel mutluluk olarak adlandıracaktır. Artık büyümüştür ve geleceğinin önemli kararlarından biri olan üniversite seçimini yapacaktır. İstediği üniversite ve bölüm geldiğinde yaşayacağı mutluluk dünyanın en güzel mutluluğu olacaktır. Uzun ve zorlu bir çalışma döneminden sonra üniversiteyi bitirip iş sahibi olunca yaşadığı duygu dünyanın en güzel duygusu olacaktır. Artık hayatı 2 kişilik yaşamanın zamanı gelmiştir ve tanıştığı doğru insana olan aşkı dünyanın en güzel duygusunu hissettirecek ve bunu şimdiye kadar ki en güzel duygu olarak tanımlayacaktır. Evliliğe ilk adım atılacak ve takılan yüzüğe baktıkça bunu yaşadığı en güzel duygu olarak adlandıracaktır. Sevdiği kişinin gözlerinin içine bakarak söylediği bir kaç cümle o anda mutluluktan uçuracak ve bu yaşadığım en güzel duyguydu diyecek. Aile olmanın zamanı geldiğinde anne ya da baba olacağını öğrendiği o an sevinçten ne yaptığını bilemeyecek ve diyecek ki ”Bu dünyanın en güzel duygusu”. Bebeği ya da bebekleri ilk kez kucağa aldığında yaşanan o eşsiz duygu dünyanın en güzel duygusu olacaktır. Çocuğun söylediği ilk anne ya da baba kelimesi kalbe işleyecek ve o anı yaşanan en güzel an diye tanımlayacaktır. Çocuğunun çok istediği bir şeyi alan anne ya da baba çocuğun yüzündeki gülümsemeyi gördüğünde o gülümsemenin dünyanın en güzel hediyesi olduğunu düşünecektir. Yıllar geçecek ve torunlar kucağa alınacak. Yavaş yavaş tükenen bir ömür için torunlar yeni bir nefes olacak onlarla geçirilen zaman dünyanın en güzel zamanı olacak. Ve yaşanılan son zamanlar artık dünyadan göçmenin vakti geldiğinde geriye dönüpte yaptıklarına baktığında pişmanlık duymadan huzur içinde hayırlı bir ölüm dünyanın en güzel mükafatı olacaktır. Yaşam boyunca daha bir çok güzel duygular yaşanacak kimi elde maddiyat kimi sahip olduğu maneviyat ile mutlu olacaktır. Yukarıda yazdıklarımı madde madde sıralayacak olsa hangisini seçerdiniz? Anne sütü Anne kucağı Çok istediği bir oyuncak Okulda öğrendiği ilk kelime İlk karne hediyesi Öğretmenden duyulan ilk aferin İlk bisiklet İstediği üniversiteyi kazanmak İş sahibi olmak İlk aşk Evlilik Sevdiğinden duyulan cümleler Anne ya da baba olacağını öğrenmek Bebeği ilk kucağa alış Çocuktan duyulan ilk anne ya da baba kelimeleri Çocuğun yüzündeki gülümseme Torun ya da torunlar Hayırlı ölüm
anne olmak dünyanın en güzel duygusu