SebamedClear Face Temizleyici Yüz Toniği 150ml Temizleyiciler ve Tonikler Sebamed Clear Face Sivilce ve Akne Karşıtı Yüz Temizleyici Tonik 150 ml Cilt Tipi Tüm cilt tipleri için uygundur.
Puritonun Defense Barrier pH Temizleyicisi, 5.5 değerinde düşük pH’lı bir temizleme ürünüdür. Günlük kullanım için uygun olan bu temizleyici, cildinizin asidik mantosunu koruyarak, pek çok cilt problemine neden olan bakterilerden korur. Ayrıca yara iyileştirici özelliği ile de bilinen Centella Asiatica özleri de içerir.
Sebamed Clear Face Temizleyici Yüz Toniği, ciltteki sebumu, kiri ve yağı nazikçe arındırır. • İçeriğindeki hamamelis ile cildin görünümünü düzeltir. • İpek proteini ve allantoin cildi yumuşatır ve nemlendirir. • Cildin doğal pH 5.5 değerini korur.
Enönemli etken, yağ üretimindeki artıştır. Ergenlik dönemindeki hormonal değişimler ve etkiler nedeniyle, yağ bezleri büyür ve yağ üretimi artar. Yağ bezlerinin salgıladığı
7 Sabunsuz temizleyicileri tercih edin. Sabunlar cildi kuruttuğu için pH’ı 5.5 olan sabunsuz temizleyiciler veya yağ ile gliserin oranı yüksek sabunlar kullanın. 8. Odanın nem miktarına dikkat edin.
El yapımı doğal sabunların ph değeri 9 dur. Daha asidik bir yapıya sahip olan cildimiz ise ortalama 5.5 ph değerine sahiptir. Pek çoğunuz reklamların da etkisiyle bu konuda endişe duyuyor. Hadi kafa karışıklığınızı çözelim. Sağlıklı cilt ph değerini kendi normaline çekme özelliğine sahiptir.
60zq. Dermatoloji Uzmanı Dr. İnci Sak, cilt kuruluğuna değinerek, "Özellikle Covid 19 pandemisi nedeniyle hayatımıza dahil olan dezenfektanların aşırı kullanımından, deterjan, aseton ve kimyasallarla aşırı temastan kaçınılmalıdır. Fazla dezenfektan kullanımı da cildi kurutuyor " dedi. Giriş Tarihi 1229 Sağlığın ve güzelliğin en önemli göstergelerinden sayılan ve vücudumuzu tüm dış etmenlere karşı bir zırh gibi koruyan cilt tabakası, mevsim koşullarından doğrudan etkilendiği için özellikle kışın özel bir bakıma ihtiyaç duyuyor. Öyle ki sadece havaların soğuması değil nem oranının düşmesi, su tüketiminin azalması, rüzgar, hava kirliliği, güneş ışığını daha az aldığımız için duygu durumumuzun da stresli hale gelmesi gibi nedenler de çeşitli deri hastalıklarını tetikliyor. Bunların başında da halk arasında deri kuruluğu olarak bilinen kseroz sorununun geldiğini ifade eden Dermatoloji Uzmanı Dr. İnci Sak, "Kışın cilt sağlığımızı korumak için banyo ve duşta kullandığımız ürünlere dikkat etmeli, cildimizi nemlendiren ürünler kullanmalı, bol su içmeli ve sağlıklı beslenmeliyiz. Doymamış yağ asitlerinden zeytin yağı zengin beslenme de cilt kuruluğunu önlemede fayda sağlar. Yemeklerde yeterli miktarda zeytin yağı tüketmekte fayda var" diye konuştu. Bebekler ve yaşlıların risk altında olduğuna değinen Sak, "Özellikle bebek ve çocuklar ile ileri yaşta olanlar, çok sık duş alanlar, yüzme havuzuna gidenler, kuru ve sert iklim bölgelerinde yaşayanlar deri kuruluğu sorunuyla daha çok karşılaşıyor. Mevsimsel etkinin yanı sıra kışın kalorifer, soba ve ısıtıcıların etkisiyle ortam nemi azaldığı için ciltte kuruma da kaçınılmaz hale geliyor. Kuruluk özellikle kollarda ve bacaklarda daha belirgin oluyor. Bu bölgelerde daha az yağ bezi bulunur. Yüz, diğer vücut bölgelerine göre daha su geçirmezdir. Deri geçirgenliğinde ise lipitlerin yağların kritik rolü vardır. Sık duş alındığında doğal deri lipitlerinin yeniden oluşabilmesi için yeterli süre olmadığı için kuruluk özellikle yağ bezleri daha az olan kol ve bacaklarda belirgin olur" ifadelerini kullandı. 'RASTGELE NEMLENDİRİCİ KULLANMAK DOĞRU DEĞİL' Ciltteki kuruluğun, soyulma ve kaşınmaya neden olduğunu söyleyen Sak, "Tedavi edilmeyen cilt kuruluğu pullanma, soyulma, kaşıntıya sebep olabiliyor. Kuruluk bu evreye gelmeden önce dermatoloji uzmanına danışmak gerekir. Kişinin şikayetleri, belirtilerin süresi ve şiddetinin tedavi şeklini belirliyor. Bazen sadece nemlendirici yeterli olurken kimi durumlarda antihistaminik ilaçlar, topikal kortikosteroid kremler kullanmak gerekir. Rastgele nemlendirici kullanmak doğru değil. Hastanın deri tipine ve şikayetlerine uygun nemlendiriciler kullanılmalı" şeklinde konuştu. SICAK SUYLA ALINAN DUŞLAR DERİ KURULUĞUNU ARTIRIR Pandemide şikayetlerin arttığına değinen Sak, "Mevsimsel nedenlere bağlı olarak gelişen cilt kuruluğunun yanı sıra pandemi döneminde çok sık sabun ve dezenfektan kullanımı nedeniyle kontakt egzama şikayetlerinde artış yaşanıyor. Bu rahatsızlık deride kuruluk ile başlıyor. Tedavi edilmezse kaşıntı, kızarıklık, çatlaklar ve soyulmalar ile ilerliyor. Kuruluğu önlemek için soğuk havalarda açıkta kalan bölgeleri, özellikle ellerimizi eldivenle korumamız gerekir. Sık duş almak vücut hijyeni için gerekli olsa da uzun süren, banyo köpükleriyle yapılan ve çok sıcak suyla alınan duşlar deri kuruluğunu artırır. Bu nedenle banyo ve duş süresi kısa tutulmalı, duştan çıktıktan sonra mutlaka cilt tipine uygun nemlendiriciler kullanılmalı. Sabunlar deriyi kuruttuğundan pH'ı sabunsuz temizleyiciler veya yağ ve gliserin oranı yüksek sabunlar kullanılmalı. Özellikle Covid 19 pandemisi nedeniyle hayatımıza dahil olan dezenfektanların aşırı kullanımından, deterjan, aseton ve kimyasallarla aşırı temastan kaçınılmalıdır. Fazla dezenfektan kullanımı da cildi kurutuyor. Çok dar giysiler sürtünmeye bağlı deride kuruluk ve tahrişe neden olabileceğinden kıyafet seçimine de dikkat edilmelidir" diye konuştu. 'GÜNEŞ KORUYUCU ÜRÜNLER KIŞ AYLARINDA DA İHMAL EDİLMEMELİ' Sözlerini sürdüren Dr. Sak şöyle konuştu "Özellikle ofis ortamında çalışanlar, klimanın neden olduğu düşük neme bağlı cilt kuruluğundan korunmak için ortamın nem oranına özen göstermelidir. Güneş koruyucu ürünler kış aylarında da ihmal edilmemeli, özellikle kayak yapanlar mutlaka kullanmalıdır, hem cildi korur hem nemlendirir. Cilt kuruluğunu engellemek için dikkat edilmesi gereken en önemli nokta bol su tüketimidir. Sadece suyla değil, bitki çayları ya da meyve sularından da gerekli sıvı ihtiyacı karşılanabilir. Su dışında yediğimiz besinler de cilt kuruluğuna etki eder. Hızla oluşan kilo kayıpları, dengesiz beslenme deride kuruluğa neden olur. Özellikle bol meyve ve sebze tüketimi cilt sağlımız için gereklidir. Doymamış yağ asitlerinden zeytin yağı zengin beslenme de cilt kuruluğunu önlemede fayda sağlar. Yemeklerde yeterli miktarda zeytin yağı tüketmekte fayda var. "
Dengesiz havaları yaşadığımız şu zamanlarda rüzgar ve değişen hava cildi kurutup nemsiz bırakabiliyor. Kuruyan ciltte ise kızarıklık, pullanma, kaşıntı, cilt lekeleri gibi birçok sorun olabiliyor. Bu olumsuz etkilerden korunmak ve ışıltılı bir cilde sahip olmak için 8 püf noktasını ışıltılı ve sağlıklı bir cilde sahip olmanın 8 adımı...2MEYVE VE SEBZE TÜKETİMİNİ ARTIRIN Beslenme düzeninize ekleyeceğiniz meyve ve sebze tüketimi cilt sağlığınıza gözle görülür derecede katkı sağlayacaktır. C vitamini vücuttaki serbest radikallerle savaşarak cildin gençleşmesine katkı sağlar ve cilde ihtiyacı olan nemi geri kazandırır. Bu nedenle özellikle portakal, mandalina, greyfurt, kivi, brokoli, maydanoz ve kuşburnu gibi C vitamininden zengin besinleri beslenmenizden eksik BALIĞI TÜKETİN Somon balığı cilt elastikiyetini artırma özelliği bulunan bir tür karotenoid olan astaxanthin içeriyor. Haftada 2 kez tüketeceğiniz somon balığı cildinizi onarır ve derin kırışıklıkları önleyip görünümünü VİTAMİNİNDEN ZENGİN BESLENİN A vitamini ciltteki kollajeni artırıyor, cildin su tutma kapasitesini artırıp nemi hapsediyor. Birçok hayvansal ve bitkisel besinde A vitamini bulunuyor. Balık yağı, yumurta, süt, karaciğer ve peynir içinde A vitamini bulunan hayvansal kaynaklar. Havuç, ıspanak, lahana, biber, brokoli, koyu yeşil sebzeler, portakal, mandalina, kayısı ile mango gibi meyveler de bolca A vitamini CİLT KURULUĞUNU ÖNLÜYOR Su tüketimi cilt kuruluğunu önlüyor. Işıl ışıl sağlıklı ve canlı bir cilt için gün içinde en az 10 bardak su içmeye özen SÜRESİNİ KISA TUTUN Cilt sağlığınız için sıcak değil, her zaman ılık suyla yıkanın. Sıcak suyla sık duş almak, uzun süren ve banyo köpükleriyle yapılan duşlar ciltte kuruluğu artırıyor. Bu nedenle banyo ve duş süresini 10 dakikada tutmaya özen UYGUN NEMLENDİRİCİLER KULLANIN Cilt tipinize uygun nemlendirici ürünler kullanın. Kuru cilt probleminiz varsa cildi yoğun nemlendiren kremler kullanabilirsiniz. Nemlendirici seçerken doğal ve etkin nem sağlayan parfüm ve paraben içermeyen ürünleri tercih edebilirsiniz. Nemlendiricilerin içerisinde en çok kullanılan yenileyici-onarıcı maddeler; kolojen, kolojen amino asitleri, keratindir. Deride kolojeni yeniden yapılandıran ürünler hyoluronik asit TEMİZLEYİCİLER TERCİH EDİN Sabunsuz temizleyicileri tercih edin. Sabunlar cildi kuruttuğu için pH’ı olan sabunsuz temizleyiciler veya yağ ile gliserin oranı yüksek sabunlar YAĞI KULLANABİLİRSİNİZ Banyo sonunda kullanacağınız vücut yağları, cildinizin nem kaybını engelleyecektir. Bebeklere uygulanan saf zeytinyağı doğal bir ürün olduğu için bu tür ürünleri de rahatlıkla kullanalabilirsiniz. Ayrıca haftalık nem maskeleri de cildinizin nemlenmesinde oldukça fayda fotoğraflar iStock
Vücudumuzu saran derimiz en önemli organların başında geliyor. Cildimizin ne kadar sağlıklı ve işlevlerini ne kadar yerine getirdiğini ise cildin pH değerinden anlayabiliyoruz. Peki, cildin pH değeri ne olmalı? Cildin pH dengesini bozan günlük etkenleri şimdi seninle paylaşıyoruz. Sen de bundan sonra cildinde kullandığın ürünlere dikkat ederek cildinin ideal pH dengesini koruyabilirsin. pH nedir? Cildin pH değeri denildiğinde aslında cildin alkali veya asidik değeri anlamına geliyor. pH skalası 0 ila 14 arasındaki değerlerden oluşuyor. 0 değer en asidik, 14 yani en yüksek değer ise alkali olduğunu ifade eder. Derimiz, dış tabakası ter, yağ asidi ve amino asitlerden meydana geliyor. Vücudumuzu saran ve dış etkenlerden koruyan derimizin sağlığı ve ne kadar işlevsel olduğu asidik oranından anlaşılır. Cildin ideal pH oranı ne kadar olmalı? Cildin normal görülen pH değeri 4-6 arasında değişiyor. Cildin ideal ve olması gereken pH oranı Fakat kasık, koltuk altı ve parmak araları gibi kapalı bölgeler daha nemli olduğu için bu bölgelerin pH değeri daha alkali yani yüksektir. Editörün notu Cildin ideal pH dengesini korumak için mutlaka pH oranı cildinle uyumlu olan ürünler kullanmalısın. Örneğin, kolonyanın pH değeri Bu nedenle cildin aşırı kurumasına ve sertleşmesine yol açabilir. Klasik sabunların ise pH oranı 8 ile 12 arasında değişir. Klasik sabunları kullanmak derinin yağ ve nem oranını etkiler ve cildin Ph dengesini bozar. Editörün Favorisi Cildinin asidik oranını korumak için pH değeri ideal olan yüz yıkama jeli kullanmalısın. La Roche-Posay Toleriane Caring Wash yüz yıkama jeli, cildini ve makyajını derinlemesine temizlerken, pH oranı ile cildinin asit dengesini korur. Hassas ciltlere uygun olan bu yüz yıkama jelini göz makyajı çıkarmak veya günlük yüz temizlemek amacıyla kullanabilirsin. Yüzü yağlandırmayan, kurutmayan tam tersi ciltteki hassasiyeti azaltan bu yüz yıkama jelini sabah ve akşam olmak üzere günde iki kere kullanmalısın. pH değerinde yüz yıkama jeli kullanmak, cildimizi enfeksiyonlara karşı koruyacak, egzamayı önleyecek, alerjik reaksiyonların önüne geçecektir. Cildin pH dengesi neden bozulur? Cildin pH dengesini bozan birçok faktör var. Örneğin, mevsim geçişleri, hava kirliliği gibi. Fakat son yıllarda yapılan araştırmalar, cildin pH oranını en çok kullanılan temizlik ve kozmetik ürünlerin bozduğu görülmüş. pH değeri 7 ve 7'nin üzeri olan bir yüz yıkama jeli kullandığında cildin sivilce ve akneye daha meyilli hale gelebilir. pH değeri çok yüksek olan cilt bakım ürünleri kullanmak, cildini sebum dengesini bozarak yüzünde parlamaya neden olabilir. Yüksek pH oranı, cildin asit dengesini bozarak cildin koruyuculuğunu azaltır. Bu durumda karşımıza tahriş olan ve kızarık cilt görünümü ortaya çıkabilir. Aynı şekilde 2-3 gibi pH değeri çok düşük ürünler ise cildinde aşırı kuruluğa ve hassasiyete yol açabilir. Editörün Favorisi Cildin çok kuru ve egzama sorunları baş gösteriyorsa, belli ki cildinin pH dengesi bozulmuş olabilir. Bunu düzeltmek ve cildini rahatlamak için La Roche Posay Lipikar Syndet AP+ yüz ve vücut yıkama jeli kullanabilirsin. Hassas, çok kuru ve egzamaya meyilli olan bebek, çocuk ve yetişkinlere uygun olan bu yıkama jeli sayesinde cildin rahatlar ve pH oranı dengelenir. La Roche Posay yıkama jelinin pH oranı, cildinin asit oranını dengeler ve cildindeki kuruluğu alır. Eğer cildinin çok kuruduğunu, sertleştiğini ve pul pul döküldüğünü görüyorsan senin için Lipikar Syndet AP+ kullanma zamanı gelmiş! Cildin pH dengesinin bozulduğunu nasıl anlarım? Öncelikle cildine pH oranı olmayan bakım ürünleri kullandığında cildinin asit dengesi bozulur. Derinin pH dengesi bozulduğunda cildinde kuruluk, hassasiyet, sivilce, enfeksiyon, alerjik reaksiyon ve bölgesel kızarıklar görebilirsin. Bunlar senin için uyarı işaretleridir. Cildin pH dengesi bozulduğunda, derinin koruyuculuk işlevi de azalır. Cildindeki kolajen daha hızlı parçalanmaya, cildinin elastikiyeti azalmaya, kırışıklık oluşmaya ve ileri aşamalarda da sarkmaya kadar gidebilir. Cilt sağlığını korumak ve daha sağlıklı görünmek için cildinin pH oranına uygun bakım ürünleri kullanmalısın. Önerilen cilt bakım rutini
1433 Son Güncelleme 1457 TAKİP ET Pek çoğumuz lisede kimya dersinde işlenen pH değerini ve bir parça turnusol kağıdı ile sıvılardaki pH değerini nasıl ölçtüğümüzü hatırlıyoruz. Okulda bir kere işlediğimiz pH, sonra da unuttuğumuz pH değeri, kendini cilt bakımı alanında hatırlatıyor. 1 ile 14 arasında bir değere sahip olan pH, likit formdaki bir çözeltinin asit mi yoksa baz mı olduğunu anlamamızı sağlayan kimyasal bir terim. En asidik olan 0 ile en bazik olan 14 arasında bir değeri işaret eden pH, su ve sabun gibi günlük olarak da kullandığımız pek çok üründe mevcut. En şaşırtıcı olanı ise cildimizin de bir pH değeri olması! Cildimizin genel olarak ve aralığında olan pH değerini korumak, cildimizin sağlıklı görünmesi için oldukça gerekli... CİLDİMİZİN pH DEĞERİNİ NASIL KORURUZ? Cildimiz farklı pH değerlerine farklı tepkiler veriyor. Örnek vermek gerekirse, pH değeri olan kolonya cildimizin fazla kurumasına ve sertleşmesine sebep oluyor. Sabunların pH değeri ise genellikle 8 ile 12 arasında değiştiği için özellikle yüzümüzün nem oranını olumsuz etkiliyor ve pH dengesinin bozulmasına yol açıyor. Bu sebeple cildimizin pH değerinin ideal oranda kalması için mutlaka cildimizle uyumlu cilt bakım ürünleri tercih etmemiz gerekiyor. Yüzümüzü temizlerken mutlaka makyajımızı derinlemesine temizleyecek ve pH değeri 5 civarında olan ürünler seçmemiz cildimizin yağ dengesinin korunmasına yardımcı oluyor. Bu temizleyiciler yüzümüzün yağlanmasını engelliyor ve hassasiyetinin azalmasına fırsat veriyor. Özellikle egzama ve alerjik reaksiyonlar ile baş etmeye çalışanlar için pH değeri ekstra önem arz ediyor. Elbette cildimiz mevsim değişiklikleri ve hava kirliliği gibi pek çok dış etkenden etkileniyor ancak yapılan araştırmalar cildimizin pH oranının en çok kozmetik ve temizlik ürünleri sebebiyle bozulduğunu ortaya koyuyor. pH değeri yüksek yüz yıkama jelleri cildimizi sivilceye meyilli hale getirebiliyor ve cildimizin sebum dengesini bozarak parlamara sebebiyet verebiliyor. Ancak pH değeri çok düşük ürünler kullanmak ise ciltte kurumalara ve hassasiyete sebep oluyor. Cilt bakım ürünleri seçerken az da olsa asidik ürünler tercih etmek en iyi görünümü ortaya çıkarıyor. Sebum, ter ve ölü hücrelerden oluşan asit cildimizi kirlilikten ve bakterilerden koruyor. Cildimizin pH dengesindeki bozulmayı düzeltmek için ise mutlaka uygun bir tonik kullanarak işe koyulmak gerekiyor!
Asit skalası olarak da bilinen pH adından da anlaşılacağı üzre maddelerin asit oranını belirler. En az diş fırçalamak kadar önemli olan pH seviyesi, bu yazıda bahsedeceğimiz pek çok nedenden ötürü, cilt bakımında herkesin dikkat etmesi gereken bir husustur. pH’ın Sırrı Nedir?Yüz yıkamada pH’ın öneminden bahsederek başlayalım. Cildin dış tabakası ter, yağ asidi ve amino asitlerden oluşan bir tabakadır; bu tabaka vücudu bir manto gibi sarmaktadır. Bu mantonun fonksiyonel önemi asidik olmasıdır. Asiditesi pH değeri ile ölçülmektedir. Normal pH değerleri 4-6 arasındadır. İdeal pH değeri pH değerleri bölgesel farklılıklar gösterebilmektedir. Kasıklar, koltukaltları ve parmak araları gibi nemli, kapalı bölgelerin pH değerleri bakterilerden ve zararlı maddelerden koruyan bu asidik manto, cildin onarılmasında önemli bir rol oynar ve bu asidik yüzeyin bilinçli veya bilinçsiz zarar görmesi cildinizin bakteri veya mikroplara karşı savunmasız bir hale gelmesini sağlar. Cilt bakımında pH genellikle temizleme aşamasıyla ilişkilendirilir. Özellikle yıkama jelleri ve sabunların üzerinde pH dengeli pH balanced yazısı görülmektedir. Cildin parlak, ışıltılı, pürüzsüz ve sağlıklı olması için pH değerinin asidik yani ortalama değerinde olması gerekmektedir. Bu değerde cilt dengelidir. Bu dengenin bozulması sonucu ciltte kuruluk, hassasiyetler, kızarıklıklar, akne, enfeksiyonlar ve allerjiler görülmektedir. Cildin kendini koruma ve yenilenme kapasitesi azalmaktadır. Ciltte kollajenin parçalanma hızı artmakta ve elastikiyet kayıpları, kırışıklık ve sarkmalarda artma dikkati çekmektedir. Bu yüzden, günümüzde çoğu temizleyicinin ambalajında, markaların özellikle pH değerini vurguladıklarınıı görebilirsiniz. Gerçekten de bir temizleyici almadan önce yapmanız gereken ilk şey pH oranını kontrol etmek Bilimsel AçıklamasıpH skalası 1’den 14 e kadar uzanan bir aralıktadır. 7 değeri nötr dite tanımlanırken, 7 den düşük herhangi bir pH seviyesi ise, asidik ya da “alkaline” olarak tanımlanır. Aslına bakılırsa cildimiz asidik yapıdadır ve bu doğal asidik yapısının korunması çok önemlidir. Çoğu çalışmaya göre, insanlar genel olarak ortalama ila arasında bir pH değerine sahiptirler. Sonuç olarak, cildimizin bu doğal ve bizi bakteri, mikrop, cilt tahrişi, sivilcelenme gibi pek çok problemden koruyan asidik yapısını korumak, sağlıklı bir cilt için çok önemlidir. Bu nedenle, pH değerine göre ürün seçimi cilt bakımındaki en önemli faktörlerden biridir. Neden Düşük pH Değerinde Temizleyiciler Kullanmalıyız?İdeal temizleme ürünü bahsettiğimiz asit-manto tabakayı bozmamalıdır. İdeal pH Bu pH değerinde ürün kullanımı cildi enfeksiyonlara karşı koruduğu gibi, alerjik deri hastalıkları, egzemaların oluşumunu da engellemektedir. Yapılan araştırmalarda, pH değeri 7 olan bir temizleyici olana göre daha fazla akne oluşumuna neden olmuştur. Araştırmalarda da görüldüğü gibi, yüksek pH değeri cilt de sivilce oluşumuna neden olmuştur. Aknenin yanı sıra, pH değerindeki yükseklik mantar, egzema, kızarıklık, ciltde su kaybı ve kaşıntı gibi pek çok deri hastalığına da neden olmaktadır. Ph Değerini Korumak İçin Ürün ÖnerisiPurito’nun Defense Barrier pH Temizleyicisi, değerinde düşük pH’lı bir temizleme ürünüdür. Günlük kullanım için uygun olan bu temizleyici, cildinizin asidik mantosunu koruyarak, pek çok cilt problemine neden olan bakterilerden korur. Ayrıca yara iyileştirici özelliği ile de bilinen Centella Asiatica özleri de içerir. Bu düşük değerli ph temizleyici ile, cilt güzelliğinizi kalıcı hale getirin!Kaynaklar Bu yazı aşağıdaki blog yazılarından alınmıştır
ph 5.5 olan yüz temizleyiciler