TarifNo:19. Tarifi Gönderen:Narince. 12 Nisan 2010 Pazartesi. Son Katılım 15 Nisan. Şimdiki etkinliğimizin ismi ADINI SEN KOY!!! Size toplam 3 malzeme veriyoruz Muz,Çikolata ve Kahve bunları kullanarak kek, kurabiye pasta vs. aklınıza ne geliyorsa yapıyorsunuz veee Özet Adını Sen Koy 329.Bölüm izle 19 Nisan 2018 tarihli trt1 dizisi tek parça ve full hd olarak Adını Sen Koy son bölüm izlemeniz için burada.. Adını Sen Koy son bölüm dizi yayınlandıktan sonra sitemizden canlı olarak izleyebilirsiniz. Yayınlandı: 19/04/2018. DoğrusuAybige çok şanslı bir kızdır.. Nişanlısı Can'ın çocukluk ve okul arkadaşı olan Ilgaz ( Cemal Toktaş) da Almanya'dan gelmek üzeredir.. Küçükken anne ve babası trafik kazasında öldüğünden, içe kapanık olduğu kadar, sevgiye ve sevgiliye muhtaç olduğu da hemen anlaşılan bu genç adam, 'ıssız' kızımızın KendallVe Kylie Jenner Kardeşler Kendi Adını Taşıyan Marka İçin Kamera Karşına Geçti İzle StarTV'ye transfer olan günlük dizi Adını Sen Koy'un ne zaman ekrana döneceği belli oldu. Başrollerini Erkan Meriç ve Hazal Subaşı'nın paylaştığı yapımın 13.00'te izleyiciyle buluşacağı açıklanmıştı, ancak haber öncesindeki Balçiçek İlter ile 1211.2020 07:45 Mersin'deki parklara çocuklar isim verecek. Mersin Büyükşehir Belediyesince hazırlanan "Adını Sen Koy Projesi" kapsamında parkların adını çocuklar beleirleyecek. 29.08.2020 13:49 Linet Harbiye Açıkhava'da konser verdi. Linet, Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Tiyatrosu'nda müzikseverlerle buluştu. BHfHHa. Adını Sen Koy dizisinin 152. bölüm fragmanını izle. Adını Sen Koy 152. bölümü 19 Nisan 2017 Çarşamba günü TRT 1'de yayınlanacak. Adını Sen Koy yeni bölüm özeti sesli hd Nisan 2017 / 1657 23 Nisan 2015 Perşembe 1122 383 Okunma Hep belirli kalıplar içersine sığdırıldık. İtaat ettik önceleri… Her daim öğretmenlerimiz haklıydı ve eğer bir şey onların istediği gibi olmadıysa hatalıydı ve yanlıştı. Çünkü öğretmenler asla hata yapmazdı. Böyle öğretilmişti bizlere ve bizlerde eleştiremezdik. Resim öğretmenimiz bile belli bir kalıba sokmuştu bizleri. Papatya çizmemizi istemişti bizden. Ama bir papatya çizecekseniz eğer bu asla sizlerin istediği bir renkte olamazdı. Örneğin kırmızı ya da mavi papatya olamazdı, yoktu da öyle bir papatya çizemezdiniz. Öyle ya papatya dediğin yaprakları beyaz, ortası sarı ve sapı yeşil olurdu. Ne haddimizeydi o papatyayı kırmızıya boyamak… Derken küçüldü küçüldü hayallerimiz ve bir şeyler tasarlayamaz olduk. Artık bütün her şey matematik formülüne dönüşmüştü. Hiçbirimiz formülün dışına çıkamıyorduk, kalıp çoktan dökülmüştü. Bir gün okulun ücra bir köşesinde bir oda gördüm. Kapıda da şöyle yazıyordu “rehberlik servisi” ve bir arkadaşımın söylediğine göre her türlü problemini rahatlıkla rehber öğretmeninle paylaşabiliyormuşsun. Çünkü fikirlerin ya da yaptıkların konusunda asla yargılanmıyormuşsun burada. Kendi hakkındaki kararlarını da düşünerek bulabiliyormuşsun. Malum ya lise yıllarım kafam karışık. Kendime nasıl bir yol çizmem konusunda bir yanda annemin bana dair hayalleri, diğer yanda derslerinde başarılı olduğum tüm öğretmenlerimin bana karşı hayalleri. Peki ya benim hayallerim? Artık düşünmek bana da ağır gelmişti ve altından kalkamaz hale gelmiştim. Madem bu yükten kurtulmak istiyordum “hadi bakalım rehberlik servisine” ve kendimi odanın içinde buluverdim. Öyle güzel öyle sıcak karşılandım ki kendimi hiç bu kadar rahat hissetmemiştim. Aslında kafamdaki o karmaşık soruların cevabını odaya girer girmez bulmuştum. En son kapıdan çıkarken bende iz bırakan öğretmenimin sözleri kulaklarımda çınlıyordu. “Herkesin bir hayali vardır elbette ancak önemli olan senin hayallerin. Kendi hayallerini mi yaşamak istersin yoksa senin için seçilmiş başkalarının mı hayallerini…” Daha o kapıdan çıkmadan karar vermiştim. Kendi hayallerimi yaşayacaktım ve ileride bende başkalarına kendi hayallerini yaşamaları gerektiğini haykıracaktım. Şimdi ne mi yapıyorum. Kendi hayalim içersinde gerçekleri yaşıyorum. Yüzlerce bana tebessüm eden minik suratlara sahibim. Hayatın acımasız tokadına rağmen ayakta duran minik ama koca yürekli öğrencilerim var. Odam ve ben her gün binlerce sırra ve yaşama şahit oluyoruz. Birlikte çözüm yolları üretiyoruz ve seçimini minik danışanlarım yapıyor. Karşılığında ise masamda bir çiçek ya da şiir yerini alıyor ve en önemlisi ise yüreklerindeki o kocaman sevgi… iyi ki hayallerimin gerçekliğini yaşıyorum ve iyi ki bugün o rehberlik servisindeki koltukta oturuyorum. İçimdeki bu güzel duygu her neyse iyi ki var ve umarım beni hiç terk etmez. Rehberlik Öğretmeni Hanım Cemre MARANGOZ Yeşil Afşin Haber Merkezi Son Güncelleme 1122 kemal yakupoğlu demiş ki;ıQ Seviyesi olmayanlar için tasarlanmış müthiş bir saçmalıkların harmanlandığı dizinin sürekliliğini artırmak için don lastiği misali gerdiğiniz sadece sırf insanları ekran başında tutmaya çalışmaya odaklan dığınız dan dolayı beş para etmeyen diziniz mükemmel kotu olmuş... tebrik ederim - 2236 Hilmi Aga demiş ki;Hilminin adamlari cok kaliteli haydutlar muhakkak El Kaide, ISID veya PKK teröristlerinden olmalilar. - 1910 seva demiş ki;Cok guzel dizi. Teshekkurler. Seve seve izliyoruz. Tum oyunculara sevgi ve sayqimizlari iletin - 0852 Adını Sen Koy’da Ömer sonunda Özge’nin Ercan tarafından şirkete yerleştirildiğini tespit etti. Ömer her ne kadar suçsuz olsa da Zehra Ömer’e cezasını ağır ödetti. Zehra hazırlandı süslendi Ömer’in gelmesini bekledi. Ömer ise acil işim var erken gelitim diyerek gitti ama Özge’den gerçekleri öğrenmek uzun sürdü Ömer geç kaldı. Ömer geç kalınca Zehra’da Ömer’i yatak odasına almadı. Bence de Ömer gördüğü muameleyi sonuna kadar hak etti. Ömer ise kafasında Ercan meselesi varken Zehra’yı mutlu edemeyeceğini kendileri için özel olan bir akşamın Ercan yüzünden mahvolmaması için ZEhra’yı bir taraftan Ercan ve Jülide ile uğraşırken aslında her tarafını düşmanların sardığını fark etmedi. Aslında her kes biliyordu; Bahşende’nin ne olduğunu ama Ömer bilemiyordu. Ercan’ı ev Bahşende’yi yakın takibe aldıran Ömer Bahşende’nin Ercan denen adamla buluştuğunu hatta görüştüğünü öğrenci. Peki bu yaşlı bunak Bahşende Ercan illa nasıl bir oyun çevirmişti. Ömer Bahşende’nin bu ihanetini de affedecektir. Zira Ömer gerçekleri çözmek için Bahşende’nin bildiklerine ihtiyacı olacağını ise Jülide ile bir kez daha buluştu. Jülide’nin en büyük korkusu Ercan denen tehlikeli adamın Zehra ve Ömer’e zarar vereceği oldu. Zehra Jülide’nin Ercan’dan çok korktuğunu fark etti. Gerçekte de tehlikeli bir adamdı Ercan. Zehra Jülide’nin Ercan’ın baskısına dayanamayıp çocuklarına zarar gelmesin diye gitmeyi kabul ettiğini fark ise tam evlilik yıl dönümlerinde Nihat’ın ihaneti ile karşı karşıya kalacak. Evlilil yıldönümleri için Nihat’tan sürpriz bekleyen Ayşe otele gittiğinde karşısında Ömer’i ve sevgilisini görecek. Benim dikkatimi çeken Nihat’ın hem Ayşe’nin yanında hemde o sevgilisinin yanında moralinin çok bozuk jülide meselesi Ayşe ve Nihat’ın arasını çok soğuttu. Ayşe annem derken kocasından oldu. Ayşe’nin ilgisizliği sonucu boşluğa düşen Nihat’ta bu kadının pençesine yakalandı. Nihat isteyerek aldatsa bu kadar üzgün olmaz. Neler olacak acaba hep birlikte göreceğiz. Belki de Nihat karakterine hayat veren Aykut İğdeli kendisini zorla diziden çıkarak senarist ve yapımcıya kızdığı için gülmüyor. Çetin meselesini Sabah ve Kerem’den saklayan Canan hem Sabah ve Kerem’in hemde Salim’in başına büyük bela alacak. Çetin yine Canan’ı kandırabilmek için elinden geleni yapacak. Bu Çetin sonunda da istediğini alacak. Ayşe’nin üzüntüsü ile tabi ki Nihat’ın kardeşini aldattığını öğrenen Ömer Nihat’a çok kızacak ve Ayşe için çok üzülecek. Peki Ayşe Nihat’tan hemen ayrılacak mıdır? “Adını Sen Koy” Bu kez İstanbul’da Haber Necati MUMAY Mine Sanat Galerisi DENEYSEL, Be Contemporary Art Gallery İşbirliğiyle 12 Ağustos – 4 Eylül 2021 Tarihleri Arasında “Adını Sen Koy” Sergisi ile Nancy Atakan, Ayça Ceylan ve Gül Ilgazın Video Sanatı Çalışmalarını İzmir Urla’dan sonra İstanbul’da Sanatseverlerle buluşturuyor Mine Sanat Galerisi Deneysel, BE Contemporary’de 15-30 Nisan 2021 tarihlerinde gerçekleşen “Adını Sen Koy” sergisini 12 Ağustos – 4 Eylül 2021 tarihlerinde İstanbul’a taşıyor. İki galerinin iş birliğiyle şehirlerarası yolculuk yapacak olan sergi, farklı nesillerden üç kadın sanatçıyı; Nancy Atakan, Ayça Ceylan ve Gül Ilgaz’ı kadın kimliğini sorgulayan video sanatı çalışmalarıyla bir araya getiriyor. “Adını Sen Koy” sergisi ile ilgili olarak Mine Sanat Galerisi-Deneysel’den bir yazılı açıklama yapıldı. Açıklamada ; “Adını Sen Koy” sergisi, kadın kimliği hakkındaki tanımlamalar, önyargılar, kadınların ifade özgürlüğü üzerindeki baskılar ve kültürün kimliğe biçtiği roller üzerinde düşünmeye davet ediyor. Sergi kadınlıkla özdeşleşen kahve falı, elbise, el işi, makyaj, dokuma ve nazar boncuğu gibi kültürel unsurları odak noktasına alıyor. Sergi, “Adını Sen Koy” başlığıyla, izleyicileri kadının Türkiye’deki sosyokültürel yapı içindeki pozisyonunu sorgulamaya, tanımlamaya ve nihayetinde adlandırmaya yönelik düşüncesel süreçlere aktif olarak dâhil etmeyi amaçlıyor. Kadın figürlerinin, falı okunacak fincanın içerisine özne olarak yerleştirildiği Gül Ilgaz’ın “Fal” 2011 isimli video çalışmasında, videoya Oruç Aruoba’nın metinlerinden derlenmiş bir anlatı eşlik ediyor; “Yaşamın kendini seyretmenin süreci olacak. Bir seyirci olacaksın yalnızca…” ve bazen kontrolün kişide değil, kişiden çok ötelerde olmasının altı çiziliyor. “Veda” 2020 adlı videoda ise, sanatçı yerdeki taşlara ve tavana asılı beyaz bir elbiseyi tutan ipleri keserken yere düşen elbise, düşüş hissinin yanı sıra kurtuluş ve özgürleşme hislerini de yansıtıyor. Pi Artworks İstanbul işbirliğiyle davet edilen Nancy Atakan’ın “Atfedilen” 2016 isimli video çalışmasında karanlıkta, yalnız iki kadının kendilerini ifade etme olanaklarının el işiyle sınırlı olduğu gözlemlenirken, ellerindeki kasnaklara “emergency acil durum” yazısını işledikleri farkediliyor. “I am not who you say I am” 2009 adlı videoda ise, sanatçı, annesinin, çocukluğunun, doğduğu ya da benimsediği ülkenin ve hatta aynadaki yansımasının onu tanımlamamasıyla, ayna karşısında yaptığı makyaj esnasında yüzleşiyor. Ayça Ceylan’ın “İçsel Bahçem Pamuk” 2021 adlı çalışmasında mekâna özgü performatif bir yerleştirmenin kaydı izleniyor. Antalya İplik ve Pamuklu Dokuma Fabrikası’nın yerel öyküsünden yola çıkan video, ekofeminist bakış açısıyla pamuk üzerinden kadın ve doğa ilişkisini tekrar okuyor. “Sen Benim Meleğimsin” 2018 performans belgesinde ise sanatçı nazar boncukları ve aynalar aracılığıyla inşa ettiği rituel alanında izleyicinin katılımcıya dönüştüğü, içimizdeki kadının/içimizdeki erkeğin zaman ve mekândan bağımsız bir yolculuğa çıktığı bir süreci paylaşıyor. “Ben kimim? Neyi arzuluyorum?” soruları eşliğinde izleyiciyi kimlik inşasında içsel şehirlerini keşfetmeye davet ediyor. Serginin açılışı 12 Ağustos 2021, Perşembe günü 1800-2100 saatleri arasında Mine Sanat Galerisi Deneysel mekanında gerçekleşecektir. Tüm sanatseverler davetlidir.” denildi 1985 Yılında Mine Sanat Galerisi Mine Sanat Galerisi DENEYSEL Adres Göztepe Mah. Bahariyeli Sokak Toprak Apt. No 35-37, Kadıköy / İstanbul İletişim Tel +90 543 816 10 34 ; +90 536 553 50 66 E-posta info Instagram minesanat Facebook MineSanat1985 Sanatçılar Hakkında Nancy Atakan d. 1946, ABD, İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor. Nancy Atakan, 1970’lerden bu yana yaşadığı şehir İstanbul’un sanat dünyasında hem sanatçı hem de eğitmen ve sanat tarihçisi kimlikleriyle aktif olarak yer almaktadır. Atakan’ın pratiği yerleştirme, video, fotoğraf, dijital baskı, neon ve metne uzanan çok araçlı bir yaklaşım içerir. Sanatçı çalışmalarına kadınlık, cinsiyet politikaları, bellek, küreselleşme, imge ve dil arasındaki ilişkiye dair referansları dâhil eder. 2015 senesinde, Hollandalı sanat eleştirmeni ve küratör Nat Muller’in editörlüğünde sanatçının eserlerine bütüncül bir bakış sunan Passing On adını taşıyan monografisi, Almanya Heidelberg ve Berlin’de bulunan sanat yayınevi Kehrer Verlag tarafından yayınlanmıştır. Seçili kişisel sergileri arasında; It still is as it always was, Kalliopi Lemos ile, Pi Artworks Londra, İngiltere 2020; Translation in Motion, Maria Andersson ile, Riksidrottsmuseet, Stockholm, İsveç 2020; Uygun Adım, Marş!, Maria Andersson ile, Salt Beyoğlu, İstanbul, Türkiye 2019. Ayça Ceylan Çanakkale İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor. Eğitimine İstanbul Bilgi Üniversitesi Performans Sanatları Bölümü’nde devam etmektedir. 2017’de kurulan bodyinperform performans sanatı platformunun kurucusudur. Dans, psikoloji, edebiyat ve teknoloji gibi disiplinleri bir arada kullanarak algılama süreçleri hakkında mekâna özgü deneyler üretmektedir. Bedenin ve mekânın birbirini nasıl inşa ettiği, onarım hali ve beden politikaları üzerine araştırmalar yapar. Performanslarında ve atölyelerinde sanat alanları haricinde arketipsel hafızayı etkileyecek kamusal alan, terkedilmiş alan ve antik kent gibi farkları alanları tercih eder. Ritüeller, sembolizm ve doğa en büyük destekçilerindendir. Zorlu PSM, SALT Galata, STUDIO-X Istanbul, Contemporary Istanbul, Casa Dell Arte, Kempinski Hotel Barbaros Bay, Patara Antik Kenti ve Narmanlı Sanat başta olmak üzere birçok alanda performanslar gerçekleştirmiş ve atölyeler düzenlemiştir. 30 ay süren performansı “Nemf” in performans belgeleri ile ilk kişisel sergisini Bilsart’ta 2020 yılında açmıştır. Gül Ilgaz İstanbul, İstanbul’da yaşıyor ve çalışıyor. Sanat eğitimini Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü’nde tamamladı. 1990 yılından günümüze çalışmalarında; fotografik imgeler, video projeler ve mekan yerleştirmeler kullanan Ilgaz 1992 yılında Bard College’da Writting and Thinking programında, 2004 yılında Banff Center Informal Architecture sanatçı programında yer aldı. Çalışmaları 50. Venedik Bienali’nde Türkiye Pavyonu’nda sergilenmiş, İspanya, Fransa, Kanada, ABD, Belçika, Makedonya, Bulgaristan, Çin, Kore, Slovenya, Hollanda ve İngiltere gibi ülkelerde uluslararası sergilere katılmıştır. Fotoğraf çalışmaları İstanbul Modern’in daimi koleksiyonunda yer almakta olan sanatçının son kişisel sergisi olan “Kırılma Noktası” 2020-1 yılında Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde sergilendi. *****

adını sen koy 19 nisan